Sabah 06, kapıyı acınca bir anda kafam zonklamaya başladı. Ellerinde telsizleriyle iki erkek, bir bayan üç polis kapının önündeydi. Kirli sakallı ve hafif yaşlı olanı elinde bir kağıt tutuyordu. Ben kapıyı açar açmaz Mustafa Yıldız dedi. Evet diye cevap verdim. Yinde de kendime hiç toz konduramıyorum. Buyrun memur bey dedim. Hakkınızda gözaltı ve evinizin aranma kararı var dedi. Kafamdaki zonklama bir anda ağrıya dönüştü. Sanki başım dönüyor, dünyam kafamdaki ağrı ve uğuldamalarla çok farklı bir karamsar ruh hali yaşıyordum. Kendimi toparlamaya çalıştım ve “gözaltı kararı yazısını görebilir miyim diye sordum. Dosyada gizlilik kararı var diye cevap verdi. Ben de isim ve kimlik teyidi yapmak benim yasal hakkım dedim. Neden gözaltı işlemi yapıldığını da görmek istiyorum dedim. Polis beni hiç duymamış gibi kağıdı birkaç kez katladı ve bana doğru uzattı. Sadece kimlik ve adres bilgilerini görebilirsiniz dedi. Ben evraka bakıp ismimi ve adresimi yazdığını görünce daha farklı bir ruh haline büründüm. Bu benim için tarif edilemez bir duygu ve andı. An itibarıyla hakkımda gözaltı işlemi yapılacağına dair bir savcılık talimatı vardı. Yıllarca adliyeyle normal işler dışında hiç işi olmamış ben hem de terör suçlusu olarak gözaltına alınıyordum. Bu nasıl bir duygu anlatmaya gerçekten kelimeler yetmez. Rabbim hiç kimseye yaşatmasın. Polis içeri girmek için yeltendi. Ben bir dakika eşim müsait mi bakayım dedim. Eşime seslendim. Tamam problem yok deyince polisleri içeri aldım. Evinizi arayacağız dedi. Şahit olarak birisini ister misiniz diye sordu. Ben de alt komşumun olabileceğini söyledim. Alt komşumu telefonla sıkıla sıkıla arayıp durumu kısaca izah ettim. Teklifi kabul etti ve kısa zaman içerisinde de geldi. Gelen memurlar farklı duygular içerisindeydi. Bazen sert olmaya çalışıyor, bazen de tatlı, sevecen hareketler ve sözler söylüyorlardı. Aramaya üst kattan başlayacaklarını söylediler. Üst kat merdivenlerine doğru çıkarken yaşlı olan ve ekibin lideri olduğunu düşündüğüm polis memuru, istenileni yapmam gerektiğini aksi takdirde beni kelepçeleyeceğini söyledi. Bir anda yine farklı bir ruh haline bürünmüştüm. “KELEPÇELENMEK” duyması bile anlatılamaz bir problemdi. Ama zaman gösterecekti ki kelepçe artık sıradan bir parçamız olacaktı. Heyhat. Ben de hayırdır memur bey bir problem mi hissettiniz diye sordum. Hayır ama birkaç gündür gittiğimiz evlerde ufak ta olsa problemler yaşadık diye açıklama yaptı. Yukarı kata ulaşınca benim çalışma odamdan arama işlemine başladılar. Ben o arada vakit çok erken kahvaltı yapmak ister misiniz, hazırlayalım diye sordum. Memur bey kafasını kaldırıp yüzüme garip garip bakıp teşekkür etti. Bari çay için eşim çay yapsın dedim. Kafasını sallayıp hayır dedi. Ve arama işlemi başladı…..
